Kozmetik Dermataloji
Kozmetik dermatoloji, cilt görünümünü iyileştirmeyi amaçlayan uygulamaları kapsar. Kırışıklıklar, cilt lekeleri ve izler gibi estetik kaygılar, botoks, dolgu ve kimyasal peeling gibi yöntemlerle tedavi edilir. Bu alanda, gençleştirme ve güzellik odaklı çözümler sunulmaktadır.
Kozmetik dermatoloji, cilt görünümünü iyileştirmeyi amaçlayan uygulamaları kapsar. Kırışıklıklar, cilt lekeleri ve izler gibi estetik kaygılar, botoks, dolgu ve kimyasal peeling gibi yöntemlerle tedavi edilir. Bu alanda, gençleştirme ve güzellik odaklı çözümler sunulmaktadır.
-
Karbon Peeling
Lazerle Karbon Peeling Nedir? Lazerle karbon peeling, karbon solüsyonunun kullanıldığı ve lazer veya ışık terapisi ile kombinasyon halinde yapılan bir cilt yenileme ve tedavi yöntemidir. Cildin üst tabakasındaki ölü hücrelerin ve kirlerin temizlenmesini, gözeneklerin sıkılaşmasını, cilt tonunun düzelmesini ve cilt dokusunun yenilenmesini hedefler. İşlem sırasında, özel bir karbon solüsyonu ince bir tabaka halinde cilde uygulanır. Karbon solüsyonu cilt yüzeyindeki gözenekleri doldurarak ciltteki yağ, kir ve ölü hücrelerin emilimini sağlar. Daha sonra, lazer veya ışık terapisi cilde odaklanmış enerji uygular. Lazer ışığı, karbon solüsyonuna emilir ve ısınma etkisiyle karbon solüsyonunun buharlaşmasını sağlar. Bu süreçte, cilt yüzeyindeki ölü hücreler, kirler ve siyah noktalar uzaklaştırılır. Lazerle karbon peeling, ciltte bir dizi fayda sağlar. İşlem, gözenekleri temizler, ciltteki yağlı parlama sorununu azaltır, cilt tonunu düzenler, kollajen üretimini artırır ve cildin genel görünümünü iyileştirir. Ayrıca, ciltteki kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltabilir, cilt dokusunu sıkılaştırabilir ve cildin daha genç, taze ve sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olabilir. Lazerle Karbon Peelingin Cilt Üzerindeki Etkileri Nelerdir? Gözenekleri temizler: Karbon solüsyonu ve lazer veya ışık terapisi kombinasyonu, gözenekleri temizler ve tıkanıklıkları giderir. Bu, ciltteki yağlı parlama sorununu azaltır ve daha pürüzsüz bir cilt görünümü sağlar. Cilt tonunu düzenler: Cilt tonunu düzeltmeye yardımcı olur. Ciltteki renk düzensizliklerini azaltır ve daha homojen bir cilt tonu elde etmeye yardımcı olur. Kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltır: Ciltteki kolajen üretimini artırır. Bu da cildin elastikiyetini ve sıkılığını artırarak kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltır. Cildi sıkılaştırır: Lazer enerjisi, cilt altındaki kolajen liflerini uyarır ve cildin sıkılaşmasına yardımcı olur. Bu da cildin daha gergin ve genç bir görünüm kazanmasını sağlar. Cilt dokusunu iyileştirir: Cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin ve kirlerin uzaklaştırılmasıyla cilt dokusunu iyileştirir. Cilt daha pürüzsüz, yumuşak ve sağlıklı bir görünüm kazanır. Cildi gençleştirir: Cildin gençleşmesine yardımcı olur. Cilt daha genç, taze ve canlı bir görünüm kazanır. Lazerle Karbon Peeling Nasıl Uygulanır? Lazerle karbon peeling, estetik bir işlem olup cilt yenileme ve tedavi amaçlı kullanılan etkili bir yöntemdir. İşlem öncesi, bir ön değerlendirme yapılır. Bu değerlendirme sırasında, cilt tipiniz, cilt sorunları ve beklentileriniz hakkında doktorunuzla detaylı bir görüşme yapılır. Böylece size en uygun tedavi planı belirlenebilir. Lazerle karbon peeling işlemi genellikle lokal anestezi gerektirmez. İşlem öncesinde cilt temizlenir ve hazırlanır. Cilt üzerindeki makyaj kalıntıları, yağ ve kirler temizlenir. İşlem sırasında, özel bir karbon solüsyonu cilde ince bir tabaka halinde uygulanır. Karbon solüsyonu cilt yüzeyine yayılır ve gözenekleri doldurarak ciltteki yağ, kir ve ölü hücrelerin emilimini sağlar. Bu solüsyon aynı zamanda lazer ışığının ciltte daha etkili bir şekilde emilmesini sağlar. Ardından, lazer veya ışık terapisi uygulanır. Lazer veya ışık enerjisi, ciltteki karbon solüsyonuna odaklanır. Bu enerji, karbon solüsyonunda biriken kir, yağ ve ölü hücreleri hedef alır ve buharlaşmalarını sağlar. Aynı zamanda lazer enerjisi, cilt altındaki kolajen üretimini artırarak cildin sıkılaşmasına ve gençleşmesine katkıda bulunur. Lazerle karbon peeling işlemi genellikle hızlı ve ağrısızdır. İşlem sırasında bazı kişiler hafif bir ısınma veya rahatsızlık hissi yaşayabilir, ancak bu genellikle dayanılabilir düzeydedir. İşlem süresi genellikle 20 ila 30 dakika arasında değişebilir. İşlem sonrasında, cilt temizlenir ve rahatlatıcı bir nemlendirici uygulanabilir. İyileşme süreci genellikle kısa sürer. İlk birkaç gün içinde hafif kızarıklık, soyulma veya hassasiyet gibi geçici yan etkiler görülebilir. Bu etkiler genellikle kendiliğinden düzelir ve cilt normale döner. Tam bir tedavi için genellikle birkaç seans gerekebilir. Seanslar arasındaki süre, cilt tipi ve cilt sorunlarının ciddiyetine bağlı olarak değişir. Doktorunuz size en uygun seans sayısı ve aralığı hakkında bilgi verecektir. Lazerle karbon peeling, ciltteki geniş gözenekler, cilt tonu düzensizlikleri ve kırışıklıklar gibi birçok cilt sorununu tedavi etmek için kullanılabilir. Hangi Cilt Sorunları İçin Lazerle Karbon Peeling Önerilir? Lazerle karbon peeling, çeşitli cilt sorunlarının tedavisinde etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Birçok farklı cilt sorunu için önerilen bu işlem, ciltteki problemlerin giderilmesine ve cildin daha sağlıklı, pürüzsüz ve genç bir görünüme kavuşmasına yardımcı olur. Lazerle karbon peeling, cilt sıkılaştırma ve gençleştirme amacıyla da tercih edilir. İşlem, cilt altındaki kollajen üretimini artırarak cildin sıkılığını ve elastikiyetini iyileştirir. Bu sayede kırışıklıklar azalır ve genç bir görünüm elde edilir. Gözenek sıkılaştırma da lazerle karbon peelingin başka bir kullanım alanıdır. Genişlemiş gözenekler birçok insanın cilt sorunu olarak karşısına çıkar. Karbon solüsyonu ve lazer enerjisi kombinasyonuyla gözenekler temizlenir ve sıkılaşır, gözenekler küçülme meydana gelir. Cilt tonu düzensizlikleri de lazerle karbon peeling ile düzeltilir. İşlem, ciltteki renk farklılıklarını dengeleyerek daha homojen bir cilt tonu sağlar. Lekelerin ve renk düzensizliklerinin azalmasıyla cilt daha aydınlık ve sağlıklı bir görünüme kavuşur. Lazerle karbon peeling, genel olarak birçok cilt sorununun tedavisinde etkili bir yöntemdir. Ancak, her bireyin cilt yapısı ve ihtiyaçları farklı olduğundan, işlem öncesinde bir estetik doktor veya dermatologla görüşmek önemlidir. Uzman, cilt analizi yaparak size en uygun tedavi planını belirleyecektir. Lazerle Karbon Peeling Fiyatı Lazerle karbon peeling gibi işlemlerin fiyatlandırması klinik politikalarına ve uygulama sürecine bağlı olarak değişmektedir. Lazerle karbon peeling için net bir fiyat belirlemek için hastalarımızla birebir konsültasyon görüşmeleri yapmayı tercih ediyoruz. Bu sayede, cilt analizi yaparak tedavi ihtiyaçlarınızı değerlendiriyor ve size özel bir tedavi planı oluşturuyoruz. Clinic National olarak, hastalarımıza en iyi sonuçları sunmak ve hizmet kalitemizi yüksek tutmak amacıyla deneyimli bir ekip ve son teknoloji ekipmanlarla çalışıyoruz. Lazerle karbon peeling gibi işlemlerin fiyatlandırması, uygulamanın yapılacağı bölgeye, tedavi seanslarının sayısına ve kişisel ihtiyaçlara göre değişiklik gösterebilir. Klinik olarak, hastalarımıza uygun fiyatlar sunmayı hedefliyoruz. Ancak, tam bir fiyatlandırma yapabilmek için sizinle birebir iletişime geçmemiz gerekmektedir. Bu nedenle, size özel bir tedavi planı ve lazerle karbon peeling fiyatlandırması için Clinic National'ı ziyaret etmenizi veya iletişim bilgilerimizden bize ulaşmanızı öneririm. -
Dudak Dolgusu
Dudak Dolgusu Nedir Ve Nasıl Uygulanır? Dudak dolgusu, dudaklara dolgunluk, hacim ve şekil vermek amacıyla kullanılan bir estetik işlemdir. Bu işlem genellikle hyaluronik asit gibi doğal dolgu maddeleriyle yapılır. Hyaluronik asit, vücudumuzda bulunan bir maddedir ve dolgu işlemi için oldukça güvenlidir. Dudak dolgusu uygulaması aşamasında öncelikle bir konsültasyon yapılır. Bu sırada, sizin isteklerinizi ve beklentilerinizi dinleyerek dudaklarınızın nasıl bir görünüm elde etmek istediğinizi anlamaya çalışırız. Ardından, dudaklarınıza uygun dolgu maddesi ve enjeksiyon tekniği seçilir. İşlem sırasında, önceden belirlenmiş olan noktalara dolgu maddesi enjekte edilir. Bu noktalar, dudakların hacmini, şeklini ve simetrisini iyileştirmek için stratejik olarak belirlenir. İşlem genellikle lokal anestezi veya dolgu içerisinde bulunan lokal anestezik maddeler kullanılarak ağrısız bir şekilde gerçekleştirilir. Dudak dolgusu işlemi genellikle kısa sürede tamamlanır ve sonuçlar hemen görülebilir. Dolgun, şekilli ve doğal görünümlü dudaklara sahip olabilirsiniz. İşlem sonrasında, hafif bir şişlik veya kızarıklık görülebilir, ancak bunlar genellikle kısa sürede geçer. Dudak dolgusu uygulaması sonrasında, dudaklarınızın bakımı ve iyileşme süreci hakkında size talimatlar verilecektir. Bu talimatları dikkatlice takip etmek, en iyi sonuçları elde etmeniz için önemlidir. Dudak dolgusu işlemi hakkında daha fazla bilgi almak veya dudaklarınızın daha dolgun ve çekici bir görünüme kavuşması için bir randevu almak isterseniz bize ulaşın. Dudak Dolgusu Ne Kadar Süreyle Etkili Kalır? Dudak dolgusu uygulamasının etkisinin süresi, kullanılan dolgu maddesine ve kişinin metabolizmasına bağlı olarak değişebilir. Genellikle dudak dolgusu 6 ila 12 ay arasında etkisini korur. Hyaluronik asit bazlı dolgu maddeleri en sık kullanılan dolgu seçeneğidir. Bu tür dolgular, dudaklara hacim ve şekil vermek için idealdir. Hyaluronik asit, vücudumuzda doğal olarak bulunan bir maddedir ve zamanla eriyerek yok olur. Dolayısıyla, dudaklardaki dolgunluk ve şekil zamanla azalır. Ancak, dudak dolgusu işlemi tekrarlanabilir. Dolgunun etkisi azalmaya başladığında, ek bir dolgu uygulaması yapılarak sonuçların yeniden tazelemesi mümkündür. Bu şekilde dudaklarınızın sürekli olarak istediğiniz görünümü korumasını sağlayabilirsiniz. Dudak dolgusu süresi, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Metabolizma, yaş, genetik faktörler ve yaşam tarzı gibi etkenler, dolgunun ne kadar süreyle etkili kalacağını etkileyebilir. Bu nedenle, dolgunun etkisini korumak için düzenli olarak kontroller yapmanız ve ihtiyaç duyulduğunda dolgu uygulamasını yenilemeniz önerilir. Dudak Dolgusu Acı Verir Mi? Ağrılı Bir İşlem Midir? Dudak dolgusu işlemi genellikle minimal ağrı veya rahatsızlık hissiyle ilişkilendirilir. İşlem sırasında hassas bir bölge olan dudaklara lokal anestezik krem uygulanır veya dolgu maddesi içerisinde de anestezik madde bulunabilir, böylece ağrı ve rahatsızlık en aza indirilir. Ancak, her bireyin ağrı eşiği farklı olduğu için, bazı kişiler hafif bir rahatsızlık hissi veya iğne batma hissi yaşayabilirler. Bununla birlikte, çoğu insan için dolgu işlemi oldukça tolerable bir şekilde gerçekleştirilir. Ayrıca, dudak dolgusu işleminden sonra hafif bir şişlik veya hassasiyet olabilir. Bu genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden azalır. İşlem sonrası rahatsızlığı en aza indirmek için, önerilen talimatları uygulamak önemlidir. Dudak dolgusu işlemi sırasında mümkün olan en konforlu deneyimi sağlamak için lokal anestezinin yanı sıra soğuk uygulama da kullanılabilir. Bu yöntemler, ağrıyı ve rahatsızlığı daha da azaltmaya yardımcı olur. Dudak dolgusu işlemi öncesinde, işlem süreci ve beklentileriniz hakkında daha fazla bilgi almak için bir konsültasyon randevusu almanızı öneririm. Size uygun olan anestezi seçenekleri ve işlem sırasında rahat hissetmenizi sağlamak için yapılacak önlemler hakkında konuşabiliriz. Dudak Dolgusu Kaç Seans Uygulanmalıdır? Dudak dolgusu işleminde kaç seans gerektiği, istenen sonuca, dudak yapınıza bağlıdır. Genellikle, dudak dolgusu tek bir seansta tamamlanabilir. Ancak, bazı durumlarda birden fazla seans gerekebilir. Dudak dolgusu, dudakların hacmini artırmak, konturlarını belirginleştirmek veya asimetrik görünümü düzeltmek için uygulanan bir işlemdir. İstenilen sonucu elde etmek için doktorunuzla birlikte planlama yapmanız önemlidir. Dudaklarınızın mevcut durumu, dolgu maddesinin türü ve kullanılan miktar gibi faktörler göz önünde bulundurularak, kaç seans gerekeceği belirlenecektir. Genellikle, ilk seans sonrasında dudaklarda belirgin bir değişiklik görülür ve istenen sonuca yaklaşılır. Ancak, bazı durumlarda daha fazla dolgunluk veya şekillendirme istenebilir ve ikinci bir seans gerekebilir. Bunun yanı sıra, dolgunun ne kadar süreyle kalmasını istediğiniz de önemlidir. Hyalüronik asiti yıkan hyaluronidaz enzimi her kişide farklı enzim aktivitesine sahip olup dolgu maddelerinin kalıcılığı kişiler arası farklılık gösterebilmektedir. Dudak dolgusu işlemi için size en uygun olan seans sayısı ve dolgu maddesi seçimi için bir konsültasyon randevusu almanızı öneririm. Böylece, beklentileriniz ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda size özel bir tedavi planı oluşturabiliriz. Dudak Dolgusu Fiyatı Nedir? Dudak dolgusu fiyatları, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Dudak dolgusu işlemi için ücretlendirme, kullanılan dolgu maddesinin türü, miktarı, uygulama alanının büyüklüğü, klinik veya doktorun deneyimi gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir. Dudak dolgusu fiyatları genellikle bir seans için belirlenir, ancak bazı durumlarda birden fazla seans gerekebilir. Dolgu maddesinin kalitesi, markası ve dayanıklılığı da fiyatı etkileyebilir. Ayrıca, doktorunuzun uzmanlığı, kliniğin konumu ve pazar koşulları da fiyatları etkileyebilir. Dudak dolgusu fiyatları hakkında kesin bir rakam vermek için size özel bir değerlendirme yapmamız gerekmektedir. Bu nedenle, size en uygun tedavi seçenekleri ve fiyatlandırma hakkında bilgi almak için bir konsültasyon randevusu almanızı öneririm. Böylece, ihtiyaçlarınıza ve beklentilerinize uygun bir tedavi planı ve buna bağlı olarak bir fiyat teklifi sunabiliriz. Unutmayın ki, dudak dolgusu bir kişinin yüzüne uygulanan bir estetik prosedürdür ve deneyimli bir estetik doktoru tarafından yapılması önemlidir. Uygun bir fiyatla birlikte kaliteli hizmet ve güvenilir sonuçlar elde etmek için güvenilir bir klinik ve doktor seçmeye özen göstermenizi öneririm. -
Ameliyatsız Alın Germe Nedir?
Yüz bölgemiz estetik görünüm açısından oldukça önemlidir. Yaşlanma, güneş maruziyeti, sigara gibi etkenler sonucunda alın kısmında yıpranma görülebilir. Kaşların sarkması veya alçalması, alında derin yatay kırışıklıklar, kaşların arasında veya burnun üst kısmında çatık çizgiler kişide yorgun ve kızgın bir görünüm yaratır. Bu durum hem estetik hem de psikolojik açıdan olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bombeli alın veya diğer adıyla “bebeksi alın” günümüz estetik anlayışında çok arzu edilen bir görünümdür. Bu görünüme kavuşmak için ameliyatsız alın germe yöntemleri ile alın ve kaş bölgesinin daha canlı ve daha estetik bir görünüme kavuşulması amaçlar. Bu işlem kaş kaldırma estetiği ile de kombine edildiğinde daha iyi sonucu elde edilmektedir. Cerrahi müdahalelerden uzak durmak ve aynı zamanda estetik bir görünüm elde etmek isteyen kişilerin sıklıkla tercih ettiği ameliyatsız yüz germe uygulamalarını plastik cerrahlar ile dermatologlar tarafından yapılmaktadır. Alın Germe İçin Uygun muyum? - Kaşınızın dışı sarkıyor ve üzgün bir yüz ifadesine sebep oluyorsa, - Kaşınızın orta kısmı aşağı sarkıyor ve sizi kızgınmış gibi gösteriyorsa, - Kaşlarınız sürekli çatık gibi duruyorsa, - Üst göz kapağınızda sarkık görünüyorsa - Genel sağlığınızda iyiyse ve gerçekçi beklentileriniz varsa alın germe estetiği prosedürleri için büyük olasılıkla iyi bir adaysınız. Ameliyatsız Alın Germe Yöntemleri Ameliyatsız olarak plastik cerrahlar ve uzman dermatologlar tarafından ameliyatsız olarak gerçekleştirilen bu yöntemlerden bazıları şu şekildedir; Botoks uygulamaları: Botulinum toksin uygulamaları, alın bölgesi için dünyada en fazla gerçekleştirilen ameliyatsız uygulamadır. Klinik şartlarında kısa sürede yapılabilmesi ve kas aktivitesini azalttığı için kırışıklıkların ilerlemesini önleyici etkisinin de bulunması avantajlarıdır. Öte yandan etki süresi 4-6 ay civarındadır. Daha kalıcı bir çözüm arayan ya da botulinum toksin uygulamasının yetersiz kaldığı kişiler için ameliyatla alın germe daha uygun olacaktır. Altın iğne uygulaması: Ameliyatsız teknikler arasındaki en etkili yöntemlerden birisi altın iğneli radyofrekans yöntemidir. Radyofrekans bir enerji çeşididir. Radyasyon içermez. Verildiği alanda kontrollü sıkılaşma sağlar. Alın, yüz ve boyun için uygulanan bu sistemde ise 25 mikro altın iğne, uygulandığı alana kontrollü mikro enerjiler vermektedir. Her bir seansta tüm alın, yüz ve boyuna 1500-2000 arası atış uygulanmaktadır. Bu sayede toplam 30.000 ile 50.000 noktada mikro sıkılaşmalar olmakta, bu da tüm alın, yüz ve boyunda gözle görülür bir etki oluşturmaktadır. İdeal olarak birer ay ara ile 3-4 seans uygulama önerilir. Daha etkin sonuçlar için kan trombosit değerleriniz uygun ise PRP ile de kombine edilebilir. İple alın germe: Son yıllarda ameliyatsız estetik alanında oldukça popüler olan iple germe ya da asma yöntemlerinin tercih edilirliği günümüzde git gide azalmıştır. Zira bu yöntemlerde ipler, yeterli süre dokuya destek olamamakta, kısa süre sonra dokuyu salmaktadır. Sıvı yüz germe: Eğer alındaki kırışıklıklar zamanla deride derin kırışıklığa neden olmuş ise, botulinum toksin uygulamaları ya da alın germe bu kırışıklıkları tamamen tedavi etmeyebilir. İşte bu durumda bu kırıkların direk içerisine hazır kullanılabilen hyaluronik asit içeren dolgular ya da kendi yağınızdan elde edilebilen yağ dolguları uygulanabilir. Bu sayede daha pürüzsüz bir görünüme kavuşmak mümkün olabilir. -
Alın Şekillendirme
Çıkık alın estetiği olarak da adlandırılan alın şekillendirme işlemi alın bölgesine daha genç ve daha sağlıklı bir görünüm kazandırmak için uygulanır. Bombeli alın dolgusu işlemi, hafif çökük bir alına sahip hastalarda alnın daha bombeli, yani hafif çıkık hale getirilmesi amacıyla yapılır. Alın şekillendirme işlemi ile alın bölgesinde bulunan mimik çizgilere bağlı oluşan kırışıklıklar, yaşa bağlı oluşan gevşeme, volüm kayıpları doldurulmakta böylece daha estetik ve hoş bir ifade elde edilmektedir. Alın Şekillendirme Neden Gerekir? Alın, tüm yüzün neredeyse yüzde 30-40'ını oluşturur. Bu nedenle alındaki kırışıklık ve volüm kayıpları kişinin daha yaşlı görünmesine neden olacaktır. Yüz ifadelerinin daha belirgin ve sağlıklı biçimde ifade edilebilmesi için de bazı durumlarda alın şekli düzeltme işlemi yapılır. Alın dolgusu ile kadınlarda daha kadınsı erkeklerde daha erkeksi bir görünüme kavuşmak mümkündür. Çıkık Alın Estetiği Nasıl Yapılır? Alın şekillendirme uygulamasında büyük çoğunlukla hyaluronik asit içeren dolgular kullanmaktadır. Hyaluronik asit, vücudun doğal olarak ürettiği bir maddedir ve bu yüzden dolgu uygulamasında vücuda herhangi bir zararlı etkisi yoktur. Yapısal olarak veya herhangi bir nedenden dolayı alnında çökme ve kırışıklıkları olanlara veya alnının orta kısmının hafif bombeli şekilde olmasını isteyenlere alın şekillendirme veya alın dolgusu yapılabilmektedir. Kısa süren dolgu ile alın şekillendirme uygulamasından önce lokal anestezik kremlerle bölge uyuşturulur. Bu sayede, uygulama esnasında herhangi bir acı ya da ağrı hissedilmemektedir. Çıkık alın estetiği yaklaşık 15-20 dakika içinde tamamlanır. İşlem sonrasında kişi gündelik hayatına dönebilir. Dolgunun alın bölgesine oturması 2 ya da 3 haftayı bulabilir. Alın Şekillendirme Yan Etkileri Var mıdır? Alın bölgesi önemli damar ve sinirlerin geçtiği bir bölge olduğu için doktor olmayan ve yüze enjeksiyon yapma yetkisi olmayan biri tarafından yapılırsa ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Uygulama uzman doktor tarafından doğru ve güvenilir bir şekilde yapılırsa herhangi bir yan etkisi olmaz. -
Ameliyatsız Burun Ucu Kaldırma
Burun, kişiden kişiye, yaşa ve ırklara göre farklı şekil ve özellikler gösterir. Burun ucu ise burnun en dikkat çeken bölgesidir. Dolayısıyla bu bölgede var olan görünüşsel problemler bireyleri oldukça etkilemektedir. Burun dolgusu işlemi sayesinde ameliyatsız burun dikleştirme kolay ve etkili bir şekilde gerçekleştirilir. Ameliyatsız Burun Ucu Kaldırma Nasıl olur? Burun ucu kaldırma işlemini burun dolgusu ile, ameliyatsız gerçekleştirmek mümkündür. Burun ucu dolgusunda, diğer birçok dolgu işlemindeki gibi, hyaluronik asit içeren jel yapıdaki maddeler kullanılır. Hyaluronik asit normalde vücudumuzun doğal olarak ürettiği bir protein ailesidir. Yaşlandıkça yüzümüzdeki yağ, kas, kemik ve cilt incelmeye başlar. Bu hacim kaybı yüzün sarkmalara neden olmaktadır. Burun ucu ise hem yaşa bağlı hemde yapısal olarak düşük olabilmektedir. Bu durumda kemik ve kıkırdak yapıyı taklit edecek özellikle sert jel kıvamındaki dolgular kullanarak ameliyatsız olarak burun ucu dikleştirme işlemi yapılmaktadır. Ameliyatsız Burun Ucu Kaldırma Nasıl Yapılır? Ameliyatsız burun kaldırma işlemi topikal anestezi ile gerçekleştirilir. İşlemden önce uygulama yapılacak alana uyuşturucu özelliğe sahip kremler sürülür, anestezi sağlandıktan sonra dolgu işlemi gerçekleştirilir. Genellikle 10-15 dakikada işlem tamamlanır. Hasta işlem sırasında ve sonrasında herhangi bir ağrı hissetmez. Ancak burun damarlanma açısından çok zengin bir organ olması nedeniyle bu bölgeye yapılan dolgular işinde uzman profesyonel hekimlerce yapılması önem arz etmektedir. Ameliyatsız Burun Ucu Kaldırma Hemen Etki Eder mi? Dolgu uygulaması ile ameliyatsız burun ucu kaldırma uygulandığı an itibariyle hemen etki gösterir. 15 ila 30 gün içerisinde dolgu daha iyi oturur ve son şeklini alır. Hastadan hastaya değişmekle beraber, ameliyatsız burun kaldırma işleminin 9 ila 12 ay boyunca kalıcılığı vardır. Üstelik ameliyatsız burun dikleştirme dolgusu daha sonra tekrarlandığında bu kalıcılık süresi daha da uzamaktadır. Ameliyatsız Burun Ucu Kaldırma Öncesi Nelere Dikkat Edilmeli? İşlemi öncesi 1 hafta boyunca aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanımı olmaması İşlem yapılacak alanda aktif cilt hastalığı olmaması (uçuk vs) Ödeme sebep olması nedeniyle aynı gün alkol alınmaması Son 1 haftada yeşil çay gibi kan sulandırıcı etkisi olan çayların tüketilmemesi önerilir. Ameliyatsız Burun Ucu Kaldırma Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Ameliyatsız burun ucu kaldırma işlemi sonrası bir iki gün işlem yapılan bölgede ödem olabilir. Bunun için doktorunuz ödem giderici kremler tavsiye edecektir. Buz uygulaması tavsiye edilmez. İşlem sonrası 24 saat boyunca yüz yıkanmamalı Aktif spor 1-2 gün yapılmamalı Havuz, sauna, hamama enfeksiyon riskinden dolayı 3-4 gün gidilmemeli Dolgu uygulanan bölgeye masaj yapılmamalı Makyaj malzemeleri ve fırçaları 1 gün boyunca kullanılmamalı İşlemlerden sonra 4 saat yüzüstü yatılmamalıdır Bol su tüketilmelidir Her türlü iğneli işlemden sonra güneş koruyucu kulanmaya özen gösterilmelidir -
Ameliyatsız Göz Kapağı Estetiği
Ameliyatsız Göz Çevresi Estetiği Nedir? Ameliyatsız göz çevresi estetiği, göz çevresindeki sorunları gidermek ve daha genç, dinamik bir görünüm elde etmek amacıyla cerrahi olmayan yöntemlerin kullanıldığı bir tedavi seçeneğidir. Bu yöntemler arasında en sık kullanılanlar botulinum toksini enjeksiyonları ve dolgu maddeleri ve mezoterapilerdir. Botulinum toksini enjeksiyonları, göz çevresindeki kırışıklıkları ve kaz ayaklarını azaltmak için kullanılır. Kasları gevşeterek kırışıklıkların görünümünü düzeltir ve daha genç bir görünüm sağlar. Dolgu maddeleri ise göz çevresindeki hacim kaybını ve derin çizgileri doldurarak daha dolgun ve genç bir görünüm elde etmeye yardımcı olur. Bu dolgu maddeleri genellikle hyaluronik asit içerir ve cildin nemini artırarak elastikiyetini ve canlılığını geri kazandırır. Mezoterapiler ise göz çevresi derisinde kolajen ve elastin üretimini sağlayarak yüzeyel kırışıklıklrı azaltır ve deri kalitesinin artmasına yardımcı olur. Ameliyatsız göz çevresi estetiği genellikle kısa süren ve minimal iyileşme gerektiren bir işlem olduğundan, birçok kişi için cazip bir seçenektir. Ameliyatsız Göz Kapağı Estetiği İşlemi Acı Verici Midir? Ameliyatsız göz çevresi estetiği işlemi genellikle minimal veya hiç acı hissiyatı oluşturmaz. İşlem sırasında genellikle lokal anestezi veya topikal anestezik kremler kullanılır, böylece ağrı veya rahatsızlık minimum düzeyde tutulur. Bazı hastalar hafif bir iğne batması veya baskı hissi hissedebilir, ancak genellikle işlem sırasında rahat bir deneyim yaşarlar. Dermatoloji uzmanı olarak, hastalarımın konforunu ve rahatlığını sağlamak için gerekli önlemleri alırım. İşlem öncesinde detaylı bir danışma gerçekleştirir ve hastanın rahat hissetmesini sağlamak için gerekli adımları atarım. Acı eşiği bireyden bireye farklılık gösterebilir, ancak genel olarak ameliyatsız göz çevresi estetiği işlemi acı verici bir deneyim olmamaktadır. Eğer ameliyatsız göz çevresi estetiği işlemi hakkında daha fazla bilgi almak veya kişisel durumunuzla ilgili detaylı bir değerlendirme yapmak isterseniz, Clinic National'da randevu alarak uzman bir dermatolog ile görüşebilirsiniz. Size en uygun seçenekleri sunmak ve işlem sırasında rahatlığınızı sağlamak için buradayız. Ameliyatsız Göz Çevresi Estetiği Ne Kadar Süreyle Etkili Kalır? Ameliyatsız göz çevresi estetiği işleminin etkisinin süresi kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Genellikle bu tür işlemler kalıcı sonuçlar sağlamaz, ancak etkinlik süresi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ameliyatsız göz çevresi estetiği işleminde kullanılan yöntemlere ve ürünlere bağlı olarak etkinlik süresi değişebilir. Örneğin, botulinum toksini enjeksiyonları ile yapılan göz çevresi estetiği işleminde etkinlik süresi genellikle 3 ila 6 ay arasında değişebilir. Hyaluronik asit dolgu maddeleri ile yapılan işlemlerde ise etkinlik süresi genellikle 6 ila 12 ay arasında olabilir. Mezoterapiler ise genellikle 1 ay ara ile 2 seans şeklinde uygulanmakta olup genellikle 6-12 ayda bir tekrarlanması önerilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki kişisel faktörler, yaş, cilt tipi, yaşam tarzı ve uygulanan teknikler gibi etkenler sonucunda etkinlik süresi değişebilir. Ameliyatsız Göz Çevresi Estetiği Sonrasında İyileşme Süreci Nasıldır? Ameliyatsız göz çevresi estetiği işlemleri genellikle minimal invazivdir, bu nedenle iyileşme süreci genellikle hızlı ve konforludur. İşlem sonrası hafif şişlik, kızarıklık veya morluklar oluşabilir. Ancak bu genellikle geçici bir durumdur ve birkaç gün içinde kendiliğinden azalır. İşlem sonrası hafif rahatsızlık veya hassasiyet hissi de olabilir, ancak genellikle ağrı hissedilmez. İyileşme sürecini hızlandırmak için, doktorunuz tarafından verilen talimatlara dikkat etmeniz önemlidir. Bu talimatlar, uygulanan işleme bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle aşağıdaki gibi öneriler içerebilir: Soğuk kompresler kullanmak: İşlem sonrası ilk birkaç gün boyunca soğuk kompresler uygulayarak şişliği azaltabilirsiniz. Gözleri dinlendirmek: İşlem sonrasında gözlerinizi dinlendirmek için uyku düzeninize dikkat etmek önemlidir. Başınızı yüksekte tutmak da şişlikleri azaltmaya yardımcı olabilir. Makyaj ve güneş koruması: İşlem sonrası doktorunuzun onayıyla hafif makyaj yapabilirsiniz. Ayrıca, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş koruyucu ürünler kullanmanız önemlidir. Doktor kontrolleri: İyileşme sürecinizin takibi için düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeniz gerekebilir. Bu kontrollerde işlemin etkinliği değerlendirilir ve size uygun ek bakım önerileri verilir. Ameliyatsız Göz Çevresi Estetiği Nasıl Bir Görünüm Sağlar? Ameliyatsız göz çevresi estetiği, göz çevresindeki problemleri düzeltmek ve daha genç, taze bir görünüm elde etmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu işlem, göz kapaklarının sarkması, torbalanması, kırışıklıklar veya koyu halkalar gibi sorunlara da çözüm sunar. Çeşitli yöntemlerle uygulanabilir. Bunlar arasında botoks enjeksiyonları, dolgu maddeleri, mezoterapi, lazer tedavileri ve radyofrekans gibi non-invaziv veya minimal invaziv prosedürler yer alır. İşlem, kişinin ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre belirlenir ve bireysel olarak uyarlanır. Ameliyatsız göz kapağı estetiği sonucunda, daha sıkı ve genç bir görünüm elde edebilirsiniz. Göz kapaklarında sarkma ve torbalanma azalır, kırışıklıklar ve ince çizgiler düzelir, göz çevresindeki cilt daha canlı ve gergin bir hale gelir. Ayrıca, göz altındaki koyu halkaların ve şişliklerin görünümü de azalabilir. Bu yöntemlerin etkileri genellikle hemen fark edilir ve uygulama sonrası iyileşme süreci minimaldir. Sonuçlar kişinin cilt tipine, yaşına, cilt durumuna ve uygulanan yönteme bağlı olarak değişebilir. Dermatologunuz, size ameliyatsız göz çevresi estetiği ile nasıl bir görünüm elde edebileceğinizi daha detaylı bir şekilde anlatacak ve beklentilerinizi karşılamak için size en uygun tedavi seçeneklerini sunacaktır. Clinic National'da deneyimli dermatologları olarak, ameliyatsız göz çevresi estetiği konusunda uzmanlığımızı ve tecrübemizi kullanarak size en iyi sonuçları sağlamak için buradayız. -
Botoks Nedir?
Yüzde çok fazla mimik kullanımı, genetik faktörler veya yaşlanma nedeniyle oluşan kırışıklıkların giderilmesi veya hafifletilmesini; düzenli uygulandığı takdirde ise yaşa göre oluşması beklenen kırışıklıkların gecikmesini sağlayan uygulamadır. Profesyonel kişiler tarafından uygun dozlar ile yapıldığı takdirde kişinin genç ve zinde bir görünüm kazanması sağlanabilmektedir. Botoks’un Etken Maddesi Nedir? Botulinum toksini yani botoks, Clostridium botulinum isimli bakteriden elde edilen bir toksindir. Günümüzde kırışıklıkların giderilmesi, yüz şekillendirme gibi kozmetik amaçlı kullanımı daha çok bilinse de aslında tıpta tedavi amaçlı kullanımı daha eskiye dayanmaktadır. Doğuştan olan bazı kas spazmlarında, aşırı terleme ve migren tedavisi gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Botoks Nasıl Uygulanır? Hekim tarafından uygun koşullar altında uygulanan; bölgesi ve tedavi amacına göre değişen kas içi veya deri altı enjeksiyon yöntemiyle uygulanmaktadır. Botoks Ağırılı mıdır? Botoks’un etken maddesi uygulama sırasında hafif bir acıya neden olabilmektedir. Ancak hasta istediği takdirde topikal kremlerle anestezide uygulanabilmektedir. Botoks Sonrası Sosyal Hayatıma Devam Edebilir miyim? Botoks uygulandığı ilk andan itibaren altta belirttiğimiz birkaç hususa dikkat edildiği takdirde herhangi kısıtlamaya gerek yoktur. İşlemin yapıldığı gün hasta çok fazla öne doğru eğilmemelidir. Hasta işlemin yapıldığı gün yüz üstü yatmamalıdır. İşlemin yapıldığı ilk 4 saat içerisinde sırt üstü bile olsa yatar pozisyona gelinmemesi tavsiye edilir. Uygulamanın yapıldığı gün su değdirilmemesi, alkollü içecek içilmemesi, sportif bir aktivite yapılmaması önerilir. İşlemden sonra hamam, sauna, solaryum gibi çok yoğun sıcak ortamlara girilmemesi tavsiye edilir İşlemden sonra ilk 24 saat yüzün ovalanmaması, masaj yapılmaması önerilir. Botoks’a Bağlı Yan Etkiler Nelerdir? Botoks uygulamasında yanlış bölgeye uygulama yapılması, normalde uygulanması gereken dozdan fazla miktarda doz uygulanması sonrasında bir takım yan etkiler ortaya çıkabilir. İşlem sonrasında ise beklenen yan etkilerden bir tanesi uygulanan bölgede bazen geçici morluklar olabilir. Yarım saat bir saat içerisinde kendiliğinden geçen kızarıklık ve hafif şişlik ortaya çıkabilir. Bunların hiç birinde kalıcı bir reaksiyon gözlenmemekte ve tamamıyla deri normal görüntüsüne kavuşmaktadır. Botoks Yüzde İfade Kaybına Yol Açar mı? Botoks uygulamasında temel amaç yüzdeki ifadeyi etkisiz hale getirmek değil, mimikleri yumuşatmak, yüze doğal estetik bir görünüm vermektir. Şaşkın ve ifadesiz görüntüler uygulamanın yanlış ellerde yapılmasından kaynaklanır. Botoks mutlaka uzman ellerde yapılmalıdır. Botoks İşlemi Kimler İçin Uygulanabilir? Hamilelik ve emzirme döneminde olan kişiler ve kas sistemine ait hastalığı olan kişiler haricinde isteyen herkes botoks uygulamasından faydalanabilir. Botoks’un etkisi ne zaman başlar? Botoks’un etkisi enjeksiyonu takiben 3-4 günde başlayıp ikinci hafta içinde tam olarak oturur ve etki süresi 4-6 aydır. Botoks, etkisini yitirdiğinde uygulama tekrarlanabilir. Botoks Sürekli Yapılmalı mı? Uygulamadan yaklaşık 3 ay sonra güçlü kaslarda hareket geri dönmeye başlar. 4 ay sonra zayıf kasların hareketi de başlar. 6 ay sonra etki tamamen ortadan kalkar. Botoksun etkisi geçtiğinde uygulama yapılan bölge eski haline gelecektir bu nedenle uygulamanın tekrarlanması botoksun kalıcılığını ve etki süresini artıracaktır. Botoks Uygulaması Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir? İşlemin yapıldığı gün istenmeyen kaslara dağılım olmaması için hasta öne doğru eğilmemelidir. İşlemin yapıldığı ilk 4 saat içerisinde hasta sırt üstü bile olsa yatar pozisyona gelmemelidir. Uygulamanın yapıldığı bölgeye su değdirilmemeli ve alkollü içecek içilmemesi tavsiye edilmektedir. Botoks uygulamasının yapıldığı gün kuaföre, spora ve saunaya gidilmemesi önerilir. Botoks yapılan bölgelere 24 saat boyunca masaj yapılmaması önerilir. Botoks işleminin yapıldığı gün uyku pozisyonuna da dikkat edilmesi ve yüz üstü yatılmaması gerekmektedir. Botoks Kullanım Alanları Nelerdir? Kırışıklık giderilmesi(kaş arası çigileri, alın çizgileri, göz çevresi çizgiler, tavşan çizgileri, dişeti gülüşü, dudak çevresi çizgileri, çene ve marionet bölgesi, boyun çizgileri) Diş sıkma tedavisi, Yüz şekillendirilmesi, Aşırı terleme tedavisi Migren tedavisinde kullanılmaktadır. Güvenilir Botoks Markaları Neler? Dünyada farklı botoks markaları bulunmakla birlikte ülkemizde Botox® ,Dysport® ve Nabota® olmak üzere üç çeşit botoks markası bulunmaktadır. Bu üç botoks markası da FDA onayı bulunan ürünlerdir. -
Cosmelan - Dermamelan Leke Tedavisi
Cosmelan- Dermamelan, içeriğinde bulunan soyucu ve baskılayıcı enzimler sayesinde leke tedavisinde oldukça etkili bir çeşit peeling uygulamasıdır. Maske, devam kremi ve nemlendiricileri kapsayan bir kozmetik ve bakım ürünüdür. Cosmelan; gebelik lekeleri, yaşlılık lekeleri, güneş lekeleri ve diğer leke nedenlerinin tedavisinde de kullanılan en etkili yöntemlerden biridir. Cosmelan’ın asıl etkisi deri renginin koyulaşmasında rol alan tirozinaz adlı enzimi baskılaması ile olmaktadır. Böylece derideki melanin oluşumu azalarak ciltteki lekelerin etkin tedavisi sağlanır. Cosmelan her türlü cilt tipine, her mevsim uygulanabilir. Ciltte yara oluşturmaz ve iyileşme süreci kısadır. Cosmelan - Dermamelan tedavisinin faydası neler? İşlemden sonra ciltte yara kalmaz, Her türlü cilt tipi Cosmelan – Dermamelan uygulanabilir, Soyucu asit içermediğinden yan etki ihtimali en azdır İşlemden 1 ay sonra cildinizdeki lekeler açılmaya başlar, Uygulamanın ardından hasar kısa sürede ortadan kalkar. Leke dışında gözeneklerde küçülme, akne izlerinde azalma, ton farklılıklarının giderilmesi ve ciltte yenilenme ve gençleşme sağlar. Tek seans uygulanması, uzun seansalar gerektiren diğer tedavilere göre önemli bir avantajdır. Her mevsim uygulanması mümkündür. Çok hassas ciltler hariç her türlü cilt tipi uygulanması için uygundur Yan etki ihtimali düşük, Cilt rengini eşitler, Sağlıkla ışıldayan cilt görünümünü elde etmenizi sağlar, İşlem içeriğinde TCA ya da diğer soyucu asitler bulunmaz, Her mevsim uygulanması mümkündür. Cosmelan – Dermamelan işleminin etkili olduğu leke türleri şu şekilde sıralanabilir: Yaşlılık lekeleri Melazma Akne lekeleri Güneş lekeleri Cosmelan – Dermamelan İşlemi Vücudun Hangi Bölgelerine Uygulanabilir? Yüz bölgesi Boyun ve dekolte bölgesi Bacaklar, kollar ve el Karın bölgesi Cosmelan – Dermamelan Nasıl Uygulanmaktadır? Cosmelan – Dermamelan leke tedavisi tek seans şeklinde uygulanmaktadır. Doktor gözetiminde yapılan cilt analizi sonrası hangi kitin uygulanacağına karar verilmektedir. Her kit, tek kişiye uygulanır ve kişiye özeldir. Cosmelan – Dermamelan işleminin uygulanması iki aşamalıdır. İlk aşama maske diğeri devam kremidir. Maske mutlaka uzman bir hekim tarafından uygulanmalıdır. Maskenin tek seferde ve tamamının uygulanması gerekir. Hastaya maske uygulandıktan 30 dk sonra evine gidebilir. Maske cildin tipine göre ortalama 8-12 saat bekletilir. Maskenin kalış süresine cilt tipine ve leke yoğunluğuna göre doktor karar vermektedir. Belirlenen süre dolduktan sonra cildin evde ılık su ile yıkanması gerekir. Maske yıkandıktan sonra ikinci aşama olan bakım programına geçilir. Bu program kapsamında kişin devam kremini günlük olarak tedavi bölgesinin üzerine uygulama yapması gerekir. Leke tedavisinin etkili olması için mutlaka düzenli uygulanması gerekmektedir. Cosmelan – Dermamelan İşlemi Ne Zaman Etki Gösterir? Deri rengi ne kadar koyu ise derideki lekelerin bütünü ile yok olması da o kadar uzun sürmektedir. Genel olarak tedaviye başladıktan 1 hafta sonra değişiklikler fark edilmektedir. 2 ila 3 hafta sonra ise cilt çok daha parlak ve sağlıklı görünüme kavuşmaktadır. Koyu lekelerin geçmesi ise 4 ile 6 hafta arasındadır. Uygulamadan Önce ve Sonra Nelere Dikkat Etmek Gerekmektedir? Uygulamadan 1 hafta önce, tahrişe yol açacak ürünlerin kullanımı bırakılmalıdır. Erkek hastalar, en fazla uygulamadan 2 gün önce traş olmalıdır. Uygulamadan sonraki 5 gün boyunca kızarıklık, hafif ödem ve yanma hissinin olması normaldir. Leke tedavisi boyunca sauna, havuz, solaryum girilmez. Devam kreminden dolayı ciltte karşılaşılabilecek sivilceler sıkılmaz. Cildin kendini yenilemesi sırasında oluşan soyulmalar asla elle alınmaz. Devam kremleri(cosmelan2/dermamelan) en az 6 ay boyunca kullanılması zorunludur. Bu tedavi başka bir leke tedavisiyle (peeling, lazer vs) kombine uygulanmaz. Uygulama alanına epilasyon gibi işlemlerden uzak durmak gerekmektedir. -
Fransız Dudak Dolgusu Nedir?
Fransız Dudağı dolgusu, zamanla daha ince ve kuru hale gelip konturu bozulan dudak bölgesine uygulanan; hyaluronik asitten oluşan doğal ve etkili bir tedavi yöntemidir. Dudak dokusuyla uyumlu olan bu içerik sayesinde daha dolgun, kontürleri belirgin ve nemli, dokunma ve öpüşme sırasında ise hissedilmeyen doğal sonuç elde edilir. Dudak Dolgusu Tedavisi Nasıl Yapılır? Dudak dolgunlaştırma tedavisi ortalama 15-20 dakika sürer. Dolgu maddesi çok ince bir iğneyle cildin içine enjekte edilir. Uygulama yapılmadan önce dudak bölgesine anestezik krem uygulanır. Kişi, uygulama sonrası günlük hayatına dönebilir. Fransız Dudak Dolgusu Avantajları Nelerdir? Ciltteki kırışıklıkların yanında yaş almayı gösteren en önemli yerlerden biri incelmiş ve cansız dudaklardır. Hyaluronik asitin su tutma özelliği sayesinde dudaklarda daha dolgun ve nemli görünüme kavuşacaktır. İnce dudak yapısına sahip kişilerin, Fransız dudak dolgusu sayesinde yüz oranlarına uygun bir dudak yapısına kavuşabilirler. Ancak bu tekrarlayan seanslar şeklinde mümkündür. Dolgunun su tutabilme özelliği sayesinde işlemi takip eden günler içerisinde nihai şekli oluşacaktır. Bu nedenle ilk uygulamada yeterli miktarda dolgu yaptırmalı gerekirse kontrol seanslarında ilave volüm eklenebilir. Dudak asimetrisi olan kişilerde bu asimetrinin tedavisinde kullanılabilir. Alerjik reaksiyon ihtimali çok düşüktür. Vücudumuzda doğal olarak bulunan bir madde olan hyaluronik asit dolguda kullanıldığı için alerjik reaksiyon olasılığı çok azdır. Bununla birlikte, lidokaine alerjiniz var ise bu durumu işlem öncesi doktorunuzla paylaşmanız gerekir. Doktorunuz işleme başlamadan önce detaylı bir tetkik ile tedaviye uygun olup olmadığınızı araştıracaktır. Fransız Dudak Dolgusu Kimlere Uygulanmamalı? Hamilelere ve emziren annelere Yüz ve dudakta uçuk vb aktif enfeksiyonu olan Hemofili (kanın pıhtılaşma bozukluğu) hastası olan kişilere Son bir hafta içerisinde aspirin, E vitamini, sarı kantaron çayı, gingko, çuhaçiçeği yağı veya diğer kan sulandırıcı özelliğe sahip destek gıda veya bitkisel ürün kullanmış olanlar Dolgu malzemesine karşı hassasiyeti olan kişilere yapılması önerilmemektedir. Fransız Dudak Dolgusu Ağırılı mı? İşlem öncesi topikal kremlerle yapılan anestezi çoğunda yeterlidir. Ancak ağrı eşiği düşük hastalara halka anestezi yöntemiyle de lokal anestezi yapılabilmektedir. Fransız Dudak Dolgusunun Kalıcılığı Ne Kadar? Dolgu maddelerinin kalıcılığı, kullanılan ürüne göre değişse de ortalama 6-8 ay arasında değişir. Bu madde, su tutucu özelliğinden dolayı cilde hacim verir ve sonrasında vücut tarafından metabolize edilerek etkisi sonlanır. Uygulanacak bölgeye ve hacim kaybının derecesine göre kullanılacak hyaluronik asit dolguları farklılık gösterir. Fransız Dudak Dolgusu Uygulaması Sonrası Öneriler? Dudak dolgu maddesi uygulama sonrası kişi sosyal hayatına hemen dönebilir, bunun yanında bazı uyarıların dikkate alınması gereklidir. Uygulama sonrasında dudaklarda belirginleşme ve ödem oluşacaktır. Ödem ve şişlik 1-2 gün içerisinde gerileyerek dudaklar normal görünümüne kavuşurlar. Dudak dolgusu enjeksiyon yöntemiyle yapılan uygulama olması nedeniyle iğne girişine bağlı morluklar oluşabilmektedir. Bu morluklarda kısa sürede geriler ancak süreci hızlandırmak için Arnica jel gibi topikal ilaçlardan da faydalanabilir. Uygulama sonrası birkaç saat çok sıcak ve soğuk sıvı alınmaması, dudaklara çok sıcak ve soğuk temasından kaçınılması gerekir. Uygulama sonrası dudaklara 24 saat ruj sürülmemeli ve öpüşmemeli İşlem sonrası 1-2 gün öpüşmek, pipetle bir şeyler içmek ve sigara içmek önerilmez. 3-4 gün sert masaj yapılmamalıdır. Dudak Dolgusu Fiyatları Dudak dolgusu uygulamaları, estetikte oldukça talep gören ve sık tercih edilen uygulamalar olması nedeniyle geniş hizmet alanı oluşmasına neden olmuştur. Ancak her tıbbi tedavi ve tıbbi işlemlerde olduğu gibi riskleri de mevcuttur. Bu nedenle tercih edilecek hekim ve sağlık kuruluşu detaylıca araştırılmalıdır. Dudak Dolgusu Fiyatları sağlık bakanlığı gerekçesi ile paylaşılamıyor. Fiyatlar ile ilgili Detaylı bilgi almak için hemen arayabilirsiniz. -
Hyalüronik Asit Enjeksiyonu Nedir?
Hyalüronik asit vücudumuzun her dokusunda yer alan hayati öneme sahip bir maddedir. En önemli görevlerinden biri cilt yaşlanmasını önlemesidir. Cildimiz, cilt altı yağ tabakası, hyalüronik asit, elastik ve kollajen lifler gibi elementlerden oluşur. Ancak yıllar geçtikçe kemik ve kemik üstü dokularda geri çekilmeler ve zayıflamalar yaşanır, bu durum dokuların aşağı ve içeriye doğru hareket etmesine neden olur. İşte tüm bu sebeplerle özellikle göz çevresi, burun kenarları, çene hattı gibi bölgelerde ortaya çıkan kırışıklıklar, çukurlar ve oluklar için hyalüronik asit içerikli dolgu uygulamalarını tercih ediyoruz. Hyalüronik asit dolgusuyla ciltteki volüm kayıplarını tedavi etmenin yanında kazandırdığı nem ile daha canlı ve parlak bir cilde kavuşmak mümkündür. Hyalüronik Asit Faydaları Nelerdir? Jel kıvamına sahip hyaluronik asit cildimizin su tutma kapasitesini arttırır ve yoğunluk sağlar. Hyalüronik asidin cildimiz için pek çok faydası bulunur: Cildin esnek, kırışıksız ve pürüzsüz bir yapıya sahip olmasını sağlar. Dokuların tamirine katkı sunar. Böylece cilt yaşlanmasının önüne geçer. Cildi nemlendirici özelliğe sahiptir. Bu yüzden nemlendirici kremlerde etken madde olarak hyalüronik asit bulunur. Cildin daha sıkı bir yapıda olmasını sağlayan kolajenin oluşumuna katkı sunar. Hyalüronik Asit Hangi Bölgelerde Uygulanır? Yaşlandıkça yüzümüzdeki yağ, kas, kemik ve cilt incelmeye başlar. Bu hacim kaybı yüzünden, ince çizgilerin, kırışıklıkların, kıvrımların ve dudakların ya çökük ya da sarkık görünmesine neden olur. Enjekte edilebilir hyalüonik asit; kaş çatma çizgileri, şakak, çene, nazolabial oluk, göz altı, dudak, yanak, boyun ve el sırtına uygulanarak buradaki çizgilerin ve sarkmaların giderilmesinde rol alır. Hyalüronik Asit Kimlere Uygulanmaz? Aktif herpes enfeksiyonu (uçuk) olan kişiler, tedavi alanında bakterial enfeksiyonu olan kişiler, kan pıhtılaşma sorunları yaşayan hastalar, hamile veya emziren kadınlar ile enjekte edilebilir hyalüronik asidin herhangi bir bileşenine alerjisi olan hastalar hyalüronik asit enjeksiyonu için uygun değildir. Hyalüronik Asit Kalıcılığı Ne Kadardır? Yüze hyalüronik asit enjeksiyonu için sonuçlar ve kalıcılık süresi hastadan hastaya değişir. Enjeksiyonun yeri, hyalüronik asit dolgusunun yapısal özellikleri, hastanın yaşı ve cilt kalitesi bu noktada önemli etkenlerdir. Örneğin dudaklardaki sonuçlar 6 ay sürebilir ancak nazolabial kıvrımlarda yapılan işlemlerde kalıcılık bir yıla hatta daha uzun bir süreye kadar devam edebilir. Hyalüronik Asit Uygulaması Öncesi Nelere Dikkat Edilmeli? Dolgu işlemi öncesi 1 hafta boyunca aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanımı olmaması İşlem yapılacak alanda aktif cilt hastalığı olmaması (uçuk vs) Ödeme sebep olması nedeniyle aynı gün alkol alınmaması Son 1 haftada yeşil çay gibi kan sulandırıcı etkisi olan çayların tüketilmemesi önerilir. Hyalüronik Asit Uygulaması Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli? İşlem sonrası 24 saat boyunca yüz yıkanmamalı Aktif spor 1-2 gün yapılmamalı Bol su tüketilmeli Havuz, sauna, hamama enfeksiyon riskinden dolayı 3-4 gün gidilmemeli Dolgu uygulanan bölgeye masaj yapılmamalı Makyaj malzemeleri ve fırçaları 1 gün boyunca kullanılmamalı İşlemlerden sonra 4 saat yüzüstü yatılmamalıdır Her türlü iğneli işlemden sonra güneş koruyucu kulanmaya özen gösterilmelidir -
Kaş Arası Dolgu (Glabella dolgusu) Nedir?
-
Kaz Ayağı Botoksu Nedir?
-
Kolajen Nedir?
Kolajen; cilt için son derece önemli olan, cilde parlaklık dayanıklılık ve esneklik sağlayan vücutta doğal olarak üretilen bir maddedir. Vücutta bulunan kolajenin temel görevi bağ dokusunu güçlendirmek ve vücut bütünlüğünü korumaktır. Özellikle deri, kemik, tendon, ligamentler başta olmak üzere pek çok organda bulunan bir yapısal proteindir. Cildin orta tabakası olan “dermis”in yüzde 70-80’i kolajendir. Cildin güçlenmesini, elastik olmasını ve su tutma kapasitesini etkileyen önemli faktörlerin birdir. Kolajen miktarı insan vücudu yaşlandıkça azalmaya başlar ve bir süre sonra yetersiz hale gelir. Yaşlanma ile artan kolajen kaybı cilt kuruluğu, kırışıklık, selülit, eklem rahatsızlıkları gibi sorunlara sebep olmaktadır. Kolajenin cilde faydaları nelerdir? Cildin sıkılaşmasını, yenilenmesini ve esnek olmasını sağlar. Ciltte kırışıklık ve ince çizgi görünümünü giderir. Cildin nem tutma kapasitesini artırır. Kolajen Kaybına Yol Açan Faktörler Nelerdir? Çevre kirliliği Sigara ve alkol tüketimi Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalma Sağlıksız beslenme Uyku düzensizliği Aşırı şeker tüketimi Paketlenmiş, rafine gıda tüketimi Cilt İçin Gerekli Kolajeni Koruma ve Arttırmanın Yolları Nelerdir? Cilt-cilt altı direk yapılan anti-aging (mezoterapi, somon DNA, hyalüronik asit) uygulamalarıyla derideki kolejen üretimi tetiklenir. Böylece yaş ve çevresel etkilerin getirdiği kırışıklık, sarkma, solgun ve cansız cilt gibi problemlere çözüm sağlanır. Yine deri volüm kayıpları ve kırşıklıkları doldurmak için dermal dolgular en çok tercih edilen yöntemlerdir. Kolajen dolgu uygulaması ise bu yöntemlerden biri olup deriye kaybettiği elastikiyet ve canlılığı geri kazandırmak için kullanılmaktadır. Kolajen üretimini arttıran ve cihaza bağlı (altıniğne, lazerler, HİFU) uygulamlarla derideki kolajen üretimi tetiklenir. Böylece artan kolajene bağlı gözeneklerde sıkılaşma, ciltte canlılık ve parlaklık, ince kırışıklıklarda azalma ve sarkmalarda gerileme elde edilir. Oral kolajen takviyesi; cilt, saç ve tırnak sağlığı için tercih edilecek kolajen tip1 ve tip3 olmalıdır. Tercihen balık veya sığır kolajeni olup miktarı ise 10gr veya en az 5 gr olmalıdır. Kolajen sentezine destek olması açısından alınan takviyenin bakır, çinko, C vitamini içermesi etkinliğini artırabilir. Kolajen takviyelerinin daha çok emilebilmesi ve yüksek biyolojik yararlanımın sağlanabilmesi için düşük molekül ağırlıklı (3000 dalton civarında) kolajenlerin tercih edilmesi doğru bir seçim olacaktır. Sağlıklı yaşam; kolajen üretim ve korumasında önemli rol almaktadır. Kemik suyu, yumurta, balık, fasulye gibi yiyecekler tüketmek, şeker ve rafine edilmiş ürün tüketmemek, sigara içmemek, düzenli egzersiz, düzenli uyku ve güneşten korunmak kolajen yıkımını azaltan en önemli dış faktörlerdir. -
Ben Tedavisi
Ben diğer adıyla nevüs olarak bilinen deriden koyu renkteki oluşumlar çoğu zaman zararsızdır. Genellikle kişiler, dış görünümlerini olumsuz etkilediği için ben tedavisine başvurur. Eğer benler atipik nevüs ise veya melanom riskine sahipse bunların mutlaka ameliyatla alınması gerekecektir. Et beni adı verilen saplı benler için ise en etkili ve ağrısız yöntem lazerli ben tedavisi işlemidir. Benler nasıl tedavi edilir? Ben tedavisi öncesi dermatoloğunuz dermoskop vasıtasıyla bende, aşağıdaki durumlar üzerine detaylı bir inceleme yapacaktır: - Ben asimetrik mi? - Düzensiz sınırları var mı? - Farklı renkler içeriyor mu? - 6 milimetreden büyük mü? - Büyümesinde bir evrim var mı? Bu özellikleri inceledikten sonra size ben tedavisi için uygun seçeneği sunacaktır. Benleri cerrahi olarak eksize etme, elektrokoter, lazer, Plexr ve kriyoterapi ile dondurma gibi çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Cerrahi yöntem: Plastik cerrah ve dermatologlar tarafından lokal anestezi eşliğinde yapılan ortalama 20-30 dakika süren benin cerrahi olarak çıkarılması esasına dayanır. Ben tamamen çıkarıldıktan sonra dikiş atılarak eksizyon alanı kapatılır. İnce çizgi halinde iz kalabilmektedir. Plazma enejisi (plexr): Plexr ile ben tedavisi; istenmeyen iyi huylu cilt oluşumlarını hızlı, güvenli ve ağrısız bir şekilde gidermeye yardımcı olan modern teknolojiye sahip bir prosedürdür. Plexr yönteminin cilt yüzeyindeki benleri sublimleştirerek yani buharlaştırarak etkisini gösterdiği bir tedavi yöntemidir. Plex ile ben aldırma işlemi uygulama ve uygulama sonrası bakımla yaklaşık 10-15 dakika sürer. İşlem yapılacak alan lokal anestezi ile uyuşturulur bu nedenle işlem sırasında herhangi ağrı acı duyulmaz. Uygulama sonrasında, kızarıklık ve kabuklanma oluşabilir. Bu yan etkiler ise 1 hafta içinde hafifleyerek geçer. Dikiş gerektirmeyen, iyileşme süresi kısa, iz ihtimali düşük olması nedeniyle çok tercih edilen bir tedavi yöntemidir. RF (Radyofrekans): Elektrik enerjisini radyo dalgalarına dönüştürerek etki eden ve buharlaştırarak lezyonu yok eden tedavi yöntemidir. Elektrokoter: Koter cihazı ile elektrik enerjisi ısı enerjisine dönüştürülmektedir. Bu sayede cihazın yüksek ısısı sayesinde , buharlaştırma yapılarak benler alınmaktadır. Saplı benlerde uygulanabilmektedir. Lazer: Ben tedavisinde kullanılan lazer fraksyonel lazerdir. Bu lazer cilde ısı enerjisi yayarak benlerin bulunduğu bölgeden ayrılmasını sağlarken cildin yenilenmesine de yardımcı olur. Yani benler alındıktan sonra, bölgede iz kalma olasılığı oldukça düşüktür. Her Türlü Ben Alma İşleminden Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler - İşlem bölgesine 24 saat boyunca su değdirilmemeli - Ben alınan alana makyaj yapılmamalı - Güneşten koruyucu kremler kullanılmalı - Uygulama alanı parfüm, sabun, şampuan ile 1 gün temas ettirilmemeli - Oluşan kabuk var ise bu kabuklar kopartılmamalıdır. -
Marionette Dolgu Nedir?
Ağzın kenarında çeneye kadar giden çizgiye Marionette çizgisi denir. Bu bölgeye yapılan dolgu işlemi ise Marionette dolgu olarak adlandırılır. Yaşla birlikte ciltteki elastin ve kolajen bileşenleri zayıflamaya başlar. Söz konusu durum cildin incelmesine, sarkmasına ve özellikle ağız kenarında çizgilerin ve boşlukların ortaya çıkmasına neden olur. Marionette çizgileri ağız kenarlarının sarkmasına neden olduğundan hastaların yorgun, üzgün görünmesine yol açar. Marionette dolgusu sayesinde kişi kendisini daha genç ve dinç hissedecektir. Marionette dolgusu ağrılı mıdır? Lokal anestezi sonrası, yaklaşık 10-15 dakikada tamamlanan ağrısız bir işlemdir. Çok küçük iğneler kullanılarak bölgeye hyalüronik asit içeren dolgu enjekte edilir. İşlem boyunca hasta herhangi bir acı hissetmez. Uygulamadan hemen sonra gündelik hayatınıza geri dönebilirsiniz. Marionette Dolgusu Hemen Etkisini Gösterir mi? İşlemden kısa bir süre sonra Marionatte dolgu etkisini gösterir. Ancak hylüronik asit maddesi su tutma etkisi sayesinde, tam etkisini görmek için 1 hafta beklemek gerekebilir. Söz konusu özelliği sayesinde enjekte edildiği yere hacim verir, kırışıklıkları, çizgileri içten dışa doldururlar. Böylece kişi en geç 1 hafta sonra Marionette dolgu ile elde edilmek istenen daha genç ve dinç görüntüye kavuşacaktır. Marionette Dolgusu Kaç ml Dolgu Gereklidir? Marionatte çigisinin derinliğine, yanak/elmacık bölgesinde yeterli volüm varlığına göre değişmektedir. Marionette çizgisi hem derinin elastikiyet kaybı hemde yanak bölgesindeki kemik dokunun zamanla erimesi ve yüzdeki yağ dokunun yer değiştirmesine bağlı oluşabilmektedir. Bu nedenle kullanılacak dolgu miktarı kişiden kişiye ve yüzün bir bütün olarak değerlendirilmesine bağlıdır. Marionette Dolgu Uygulama Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler Güvendiğiniz ve bu konuda deneyim sahibi bir uzmana başvurun. Seçtiğiniz doktorun hyalüronik asit bazlı, yani vücut tarafından emilebilen, etkisi kalıcı olmayan ürünler kullandığından ve bu ürünlerin güvenilir markalar olduğundan emin olun. Eğer uygulama yapılacak bölgeye daha önce herhangi bir anti-aging tedavi, dolgu enjeksiyonu, cerrahi müdahale yapıldıysa bunu mutlaka doktorunuzla paylaşın. İşlem öncesi 1 hafta boyunca aspirin vb kan sulandırıcı ilaçlar, yeşil çay ve alkol tüketmeyiniz. Marionette Dolgu Uygulama Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler İşlemin yapıldığı günde dolgu bölgesine su, makyaj ve dolgu bölgesine masaj gibi her türlü temasın engellenmesi önerilir. Bol su tüketimi dolgunun hacim kazanması açısından önemlidir. İlk 1-2 gün yüz üstü yatış önerilmez. Ayrıca sauna hamam gibi aşırı sıcak ortamlardan mümkün olduğunca kaçınmak hastanın yararınadır. Marionette Dolgu Uygulamasının Yan Etkileri Nelerdir? Enjeksiyonun yapıldığı bölgede şişlik ve hafif bir kızarıklık olması ve iğne giriş yerlerinde ufak morluklar normaldir. Tüm bu şikâyetler birkaç gün içinde tamamen geçer. -
PRP Nedir?
PRP (platelet-rich plasma- trombositten zengin plazma): Kişinin kendisinden alınan küçük miktardaki kanın ayrıştırılması ve elde edilen trombositten zengin ve tamir gücü yüksek plazmanın kendisine geri verilmesi esasına dayanan doğal ve etkili bir tedavi yöntemidir. Trombositler, doku hasarının onarılmasında önemli role sahip kan hücreleridir. Elde edilen plazmada ayrıca 7-30 kat artmış büyüme faktörü mevcuttur. Günümüzde ortopedi, fizik tedavi, birçok cerrahi bölüm ve diş hekimliği PRP’i iyileşmeyi hızlandırmak için kullanmaktadır. Estetik amaçla ise hem yara iyileşmesinde hem de deriyi en doğal biçimde canlandırmada kullanılır. PRP Tedavisi Nasıl Yapılır? Kişiden alınan kan, özel prp kitlerine aktarılıp santrifüj edilir Santrifüj sonrası trombosit ve büyüme faktörlerini içeren plazma enjektöre aktarılır Ufak iğne uçlarına sahip enjektörle deriye enjekte edilir PRP Tedavisi Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler? Uygulama gününden 3-4 gün önce yeşil çay gibi kanı sulandırma özelliği olan bitki çaylarını tüketmeyi bırakmak Vücudunuz plazmasını kabaca her üç günde bir yeniler, bu nedenle tedaviden önceki bu süre boyunca sağlıklı beslenmeye çalışmalısınız. PRP İşlemi Ağrılı mıdır? Çok ince iğne uçlarına sahip enjektörler kullanıldığından dolayı çoğunlukla lokal anesteziye bile gerek duyulmamaktadır. Ancak ağrı eşiği düşük insanlara işlem öncesi topikal anestezik kremlerle anestezi sağlanabilmektedir. PRP Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler PRP uygulaması sırasında yüksek kaliteli kit kullanılmalıdır. Etkili bir PRP işleminde 1 milyon trombosit sayısına erişmek gereklidir. Ayrıcı kişiden alınan kanın; pıhtılaşmadan, bozulmadan doğru devir ve sürelerde ayrıştırılmasıdır gereklidir. Bu nedenle steril koşullarda sadece kalifiye personel tarafından kullanılmalıdır PRP’nin Faydaları Neler? Deriyi en doğal biçimde yeniden canlandırır, yapılandırır, sadece yeni kollajen oluşumunu değil derinin tüm yaşamsal işlevlerini destekler, kırışıklıkları ve çizgileri deriyi doldurarak değil gençleştirerek gidermeye yardımcı olur. Ayrıca hastanın kendi kanından oluştuğu için herhangi bir allerjik reaksiyon gelişmemesi açsından gayet güvenilir bir yöntemdir. PRP Hangi Amaçlarla Uygulanır? Dermatolojide; Cilt gençleştirme, ince çizgileri giderme, elastikiyetini arttırma, Saç dökülmesi (saç dökülmesi tedavisinde dökülmeyi durdurmak, var olan saç tellerini canlandırmak amacıyla kullanıldığı gibi saç ekimi sonrasında da iyileşme süresini hızlandırmak amacıyla kullanılabilir.) Akne izleri Leke tedavisinde Yara iyileşmesinde oldukça faydalıdır. Diğer kullanım alanları; Spor yaralanmaları (diz yaralanmaları, ayak bileği yaralanmaları vs) Kas zedelenmeleri Artrit Tendinit Kronik ağrı tedavisinde Yara iyileşmesi PRP Kaç Seans Uygulanmalıdır? Ayda 1 kez toplam 3-4 seans uygulanmalıdır. Her yıl tekrarlayan uygulamalarla koruyucu ve kalıcı etkilere sahip olabilmektedir. PRP Uygulaması Nasıl Gerçekleştirilir? PRP enjeksiyonu için kullanılan teknikler genel olarak mezoterapi uygulamasına benzerdir. Çok ince uçlu enjektörlerle yapılan işlem genellikle ağrısızdır. Ancak ağrı eşiği düşük hastalarda işlemden 15-30 dk önce topikal anestezik kremler uygulanabilir. Mikroenjeksiyon tekniği kullanılarak yapılacağı gibi dermapen-dermaroller, fraksiyonel lazer ve iğneli radyofrekans sonrası da deride oluşan küçük kanalcıklardan direkt verilebilir. İşlem, hedeflenen bölgenin genişliğine bağlı olarak ortalama 20-30 dk sürer PRP’nin Etkinliği Ne Kadar Sürer? PRP uygulamaları deriyi en doğal biçimde uyaran ve yenileyen sistemlerdendir. Ayrıca içerisindeki büyüme faktörlerinin de etkisiyle yeni kollajen üretimini tetikler. İlk seanstan sonra bile derideki ince çizgilerde ve lekelerde azalma gözlenir. Ancak bu etkinin uzun vadeli olması için kür tedavisi (3-4 seans) önerilir. Kür tedavisinin ise her yıl tekrarlanması yaşlanma sürecini yavaşlatır. PRP Uygulaması Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir? PRP uygulanan bölgenin 24 saat yıkanmaması, Tahriş yapma potansiyeli olan ürünlerin aynı gün kullanılmaması, 24 saat güneş maruziyetinden kaçınılması önerilir. PRP Kimlere Uygulanmaz? Hamile ve emzirenler, Kan sulandırıcı kullananlar, Trombosit düzeyi düşük olanlar, Akut ve kronik enfeksiyonu olan hastalar, Tümör ve metastaz varlığında uygulanmamalıdır. -
Saç Mezoterapisi Nedir?
Erişkin bireylerde günlük ortalama 100 tel saç dökülmesi normal kabul edilir. Dökülen saçlarla aynı oranda yeni saç çıkışı gerçekleşir. Bu oranın üzerindeki dökülmelerde koruyucu ve onarıcı tedavilere başlanmasında fayda vardır. En sık saç dökülme nedenleri genetik, stres, hormonal bozukluk, vitamin ve mineral eksikliğidir Saç mezoterapisi; saçın ihtiyaç duyduğu vitamin, minerallerin, saçların uzaması ve gelişmesi için gerekli aminoasitlerin saçlı deriye doğrudan enjekte edilmesidir. Saç mezoterapisi saç dökülmesini durdurmaya yardımcı olmakla birlikte, var olan saçların da dayanıklılığını arttırır ve saça parlak bir görünüm kazandırır. Mezoterapi çeşitli saç problemleriyle mücadelede modern kozmetolojinin en popüler uygulamalardan biri olarak kabul edilir. Prp ile kombinlenen saç mezoterapilerinde ise daha etkili sonuçlar elde edilmektedir. Saç Mezoterapisi ne için uygulanır: Özellikle genetik, stres, hormonal bozukluk ve vitamin eksikliğine bağlı dökülmelerin tedavisinde Kuru ve kırılganlığı artmış saçlara nem, canlılık ve parlaklık kazandırmada Yağ bezlerinin bozulması ile ilişkili saçlı deri problemlerinde etkili bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Mezoterapi İşlem Süreci Kaç Dakikadır Saç mezoterapisi uygulamasının etkili olabilmesi için; saç oluşumunda önemli role sahip olan saç kökündeki “dermal papila ve matriks”e kadar inen enjeksiyonların yapılması gereklidir. Yani saç mezoterapisi sırasında; saçlı derinin orta tabakasına eksik olan mineraller, vitaminler ve kan dolaşımını hızlandıran maddeler doğru derinlikte enjekte edilmelidir. 4-6 seanslar şeklinde 14 gün arayla tekrarlayan uygulamalar ortalama 20-40 dakika kadar sürmektedir. Saç Mezoterapisi Kaç Seans Uygulanmalıdır? Tek seans saç mezoterapisinden bile saç köklerinin fayda göreceği muhakkaktır. Ancak her tedavide olduğu gibi istenen sonuçların elde edilebilmesi için saç mezoterapisinin kaç seans uygulanması gerektiği kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Tedavi planlaması; mevcut dökülmenin nedenine yönelik içerik hazırlanarak kişiye özel planlanmaktadır. Ancak genelleme yapmak gerekirse; Saç dökülmesi yaşayan kişilerde, dökülmenin önüne geçebilmek için genellikle 4-6 seans saç mezoterapisine ihtiyaç vardır. Bunun nedeni; saç kökünün büyüme fazına tahmini olarak 3-6 aylık süreçte geçmesidir. Saç dökülmesi durdurulduğunda ise koruma tedavisine geçilir. Bu tedavi genellikle yılda 1 defa 2-6 seanslık mezoterapi kürü olarak planlanır. Yine kişiye bağlı olarak seans sayıları azaltılıp arttırılabilmektedir. Mezoterapi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler İşlem sonrası 1-2 gün saçınızı yıkamayın Bir süre (2-3 gün) güneş ışığına maruz kalmaktan kaçının. En az 1 hafta süreyle sauna, solaryum, havuz kullanmayın. Enjeksiyon bölgeleri tamamen iyileşene kadar o bölgeye masaj uygulamayın, Mezoterapi Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler İşlem öncesi 1 hafta boyunca aspirin vb kan sulandırıcı ilaçlar, yeşil çay ve alkol tüketimi önerilmez. Kadın hastaların regli dönemine yakın dönemde işlem yapılması önerilmez (ağrı hissinde ekstra duyarlanma nedeniyle) -
Yüz Mezoterapisi Nedir?
Yüzümüz; kimliğimizi belirlemesinin yanında vücudumuzda estetik açıdan da göze çarpan ilk kısımdır. Genetik, güneş, soğuk, sıcak gibi dış faktörlere bağlı oluşan ince kırışıklık ve matlık kişinin estetik görünümünde bozulmalara neden olacaktır. Dışarıdan uygulanan kremler cildin üst tabakasının beslenmesini sağlasada, sarkma ve kırışıklıklardan sorumlu alt tabakaları beslemekte yetersiz kalacaktır. Bu nedenle vitamin, antioksidan maddeler, hyalüronik asit gibi karışımların cildin alt tabakasına enjekte edilerek uygulanması daha etkili bir koruma sağlamaktadır. Bu şekilde yapılan uygulamalara ‘mezoterapi’ ismi verilmektedir. Mezoterapi uygulamaları ile ciltte kolajen ve elastin sentezi tetiklenmiş olur. İlk seanslarda bile ciltte canlılık, parlaklık gözlenirken ilerleyen seanlarda ise ciltte sıkılaşma, gerginlik ve ince kırışıklıklarda azalma gözlenmektedir. Nasıl Uygulanır? Yüz mezoterapisi yanaklar, alın, göz kenarları, dudak üstü, çene, boyun ve dekolte bölgesinde olduğu gibi el sırtında da uygulanabilir. Yüz mezoterapisinde uygulama öncesi cilt temizlenir ve dezenfekte edilir. İşlemden yarım saat önce topikal anestezik kremler ile uygulama bölgesinin ağrı ve acı hissini azaltılır. Yüz mezoterapisinde hazırlanan karışım çok küçük ve ince iğnelerle cilt içine verilir. Yüz mezoterapisi başlangıçta 3-4 seans olarak uygulanmaktadır. Seansların ayda bir tekrar edilmesi gerekmektedir. Seans sayısı ve uygulama aralığı cildin durumuna, hastanın yaşına ve uygulanma amacına göre değişiklik gösterebilmektedir. Yüz mezoterapi seanslarının düzenli olarak uygulanmasının ardından, mezoterapi sürecinin bitmesi ile birlikte 3 ila 6 ay kadar süre sonra mezoterapi işleminin tekrarı yapılabilmektedir. Seanslar bittikten sonra cilt yenileme etkisi devam eder. Mezoterapi uygulamasının yanında cilt kalitesini arttırmak amacıyla; lazer, yoğun ışık tedavisi, radyo frekanslı cilt tedavisi gibi güvenliği kişiselleştirilmiş uygulamalarla kombinleyerek daha etkili ve uzun vadeli sonuçları elde etmek mümkündür. Yüz Mezoterapi̇si̇ Ki̇mlere Uygulanmaktadir? Parlaklığını ve canlılığını yitirmiş cilde sahip olanlara, Cildinde sarkma ve kırışıklık sorunu bulunanlara, Yorgun görünümlü cilde sahip olanlara, Sigara kullanımına bağlı olarak cildi yıpranmış kişilere, Zararlı güneş ışınlarının etkilerini en aza indirmek isteyen kişilere, Cildi güneşten zarar görmüş kişilere, Cilt lekelerini en aza indirmek isteyen kişilere, Sivilce izleri olan kişilere. Yüz Mezoterapi̇si̇ Sonrasi Nelere Di̇kkat Edi̇lmeli̇di̇r? Yüz mezoterapisi uygulaması sonrasında ilk 24 saat içinde; - Uygulama bölgesi (yüz) yıkanmamalıdır, - Spor yapılmamalıdır, - Aşırı sıcak alanlardan uzak durulmalıdır (solaryum, hamam, sauna vb.), - Alkol alınmamalı, - Cilt direkt olarak güneşe maruz kalmamalıdır - Bol su içilmelidir. Yüz Mezoterapi̇si̇ İçeriği Nedir? Standart bir içeriği bulunmamaktadır. Kişinin sağlık durumu, yaşı, fiziksel özellikleri, cildinin ihtiyaç durumu gibi çeşitli faktörler; enjekte edilecek içeriği değiştirmektedir. Yapılan cilt muayenesi sonrası deri ihtiyacına özel olarak tedaviler planlanmaktadır.